Dürüstlük

Hakan Saygı 28 Haziran 2014 Diğer Yazıları 664 -A+

Aslında başlık çelişkili bir ifade taşıyor, hangi dinden olursa olsun “dindar” dediğin insan dürüsttür çünkü, “dürüstlük” dindarlığın başlangıç noktası, orda sektiysen zaten daha ileri gidemezsin, dindar olamazsın.

Ama “dindar ve dürüst” olarak yola koyulup da yol üstünde “iktidara” rastlayanlar bazen yoldan sapabiliyorlar, hâlâ “dindar” gözüküyorlar hatta dindar gözükebilmek için herkesten daha fazla sofuluk taslıyorlar ama dürüstlükten ayrılıyorlar.

Zorbalığı “din” kılığına sokmak isteyenlerin dünyada da geçeceği “imtihanlar” oluyor, onlara “işkence hakkında ne düşünüyorsun” dediğinde eğer “işkenceciyi” iktidar atadığı için sessiz kalıyorsa, Uludere’de ölenleri unutturmak istiyorsa, şike yasasındaki ahlakı zorlayan unsurları görmezden geliyorsa, anlıyorsun ki onlar “dürüstlükten” ayrılmış.

İktidar nimetleri onlara “dürüstlükten” daha tatlı gelmiş.

Onlar için yapılabilecek bir şey yok.

Yol onların, tercih onların.

Yollarına, tercihlerine karışamayız ama yaptıkları zorbalığı bize “dindarlık” diye yutturmaya kalktıklarında “hadi oradan, bunun dinle ve dürüstlükle ilgisi olmadığını biliyoruz” deme hakkına da sahip oluruz.

Bize bu hakkı, bu ülkenin gerçek ve dürüst dindarları veriyor.

Bu dürüst dindarlar, bir dindarın nasıl davranması gerektiğini bize de, dürüstlükten ayrılan dindarlara da öğretiyorlar.

AKP iktidarı “işkenceden” mahkûm olmuş bir polisi terfi ettirerek İstanbul’da çok önemli bir makama getirdi, o işkencecinin kurbanları günlerden beri yaşamış oldukları acıları bizim gazetede anlatıyorlar.

Dindar” olduğunu söyleyen medyada “çıt” yok.

Yorumlar